Çalışmanın amacı, görsel sanatlarda gerçekçilik
kavramının, düşünsel ve geçmiş dayanaklarından hareketle yirminci yüzyıl sanat
akımları üstündeki etkilerini ve sonuçlarını incelemek ve bu perspektif
doğrultusunda yüzyılın kendine has arayışlarını tartışmaktır. 20.yy’ın
başlarında ortaya çıkmaya başlayan ve bütün sanat alanlarında yaygın olarak
görülen radikal değişimlere karşı duyulan yoğun istek, yeni bakış ve yaklaşım
biçimleri doğurdu. Bu yaklaşımların hemen her birinde gerçek kavramının farklı
bir yüzünü çıkış noktası yaparak geleneksel olana alternatif yanıtlar
oluşturmak eğilimi ortak bir özellik olarak gözlemlenebilir. Temel referansları
felsefeye dayanan görsel sanatlarda, geleneksel olarak gerçekçilik ideali,
görünen dünyanın olabildiğince benzer bir kopyasını yapma amacına dayalıdır. Bu
ideal Platon’un mimesis olarak
adlandırdığı kavramla doğrudan ilişkilidir. Rönesans sürecinde ve sonrasında
görsel sanatlar alanının en önemli ölçütü olarak var olan bu kavram özellikle
yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkan sanat akımlarınca radikal olarak
sorgulandı. Başlangıcında, geleneksel olan her şeyin sanatsal alandan atıldığı
ve modernizm olarak da adlandırılan bu yoğun sorgulama süreçlerinin sonucunda
batı sanatının en temel görsellik kavramları köklü bir şekilde değiştirilerek
alternatif görme, algılama ve uygulama önerileri geliştirildi. Önceleri
geleneksel bakış açısına alternatif geliştirme ve sorgulama olarak başlayan
süreç yüzyılın ortasına doğru yapılmamışı ve yeni olanı arama amacına dönüştü.
Avangart sanat olarak adlandırılan bu süreç her türlü bakış ve yorumlama
biçiminin sanat alanında kabulü olarak sonuçlandı. Modernizmin getirdiği,
geleneksel olana tepki süreci Postmodernizm ve sonrasında, modernizm süreciyle
sanat alanının dışında bırakılan her şeyin yeniden diğer oluşumlarla birlikte
sanat alanında var olmasıyla sonuçlandı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 10 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
IBAD Sosyal Bilimler Dergisi / IBAD Journal of Social Sciences