Purpose: After
graduating from the faculties of education in Turkey, some of the teachers
start working gravitate towards graduate education. Within or at the end of the
process, these teachers start working as teacher educators at universities by
finding positions or at least try to accomplish that. We do not have considerable
knowledge of what these individuals experience in the process of transition
from being a teacher to being a teacher educator. In this study, an attempt was
made to examine the experiences of a primary school teacher who began doing graduate
education while he was teaching at a public school and subsequently became a
teacher educator at a university. With these experiences, we aimed to
understand the dynamics of similar individuals in Turkey
Research Methods: This study was
designed as - narrative research. Data were obtained through semi-structured
interviews with a research assistant who had transitioned from being a primary
teacher to being a teacher educator and continued his doctoral studies. In the
analysis of interview data, narrative analysis was used.
Findings: The findings showed that it can
be argued that the perception of teaching in society, the cultures of national
schools, economic and socio-cultural factors are effective in teacher’s
transition to university. Public schools, with their existing cultures and
regulations, are unable to respond to the graduate education demands of
teachers who work within the schools. This situation causes teachers who
receive graduate education to move away from national public schools.
Implications for research and practice:
Move away from national public schools can be prevented by removing obstacles
of the teachers’ graduate education. In the process of educating teacher
educators, the quality of teacher education can be increased by attaching importance
to field experience.
Problem
Durumu: Öğretmen eğitimi yaygın olarak çalışılan bir konu
olmasına rağmen, öğretmen eğitimcilerinin eğitimi konusunun çoğunlukla ihmal
edildiği söylenebilir. Öğretmen eğitimiyle ilgili çok fazla söz söylenmiş
olmasına rağmen, öğretmen eğitimcilerinin kendilerine ilişkin pek fazla sözün
sarf edilmemiş olduğu ifade edilmektedir. Buna paralel olarak öğretmenlikten
öğretmen eğitimciliğine geçiş süreci ile ilgili de pek fazla çalışmanın
olmadığı söylenebilir. Alanyazındaki mevcut çalışmalar da öğretmen
eğitimciliğine geçişi, öğretmen eğitimcilerin eğitimi bağlamında çalışmaktadır.
Türkiye’de eğitim fakültelerinden mezun olduktan sonra göreve başlayan
öğretmenlerin bir bölümü lisansüstü eğitime yönelmektedirler. Süreç içerisinde
ya da sonunda bu öğretmenler kadro bularak üniversitelerde öğretmen eğitimcisi
olarak çalışmaya başlamakta ya da en azından bunu başarmaya çabalamaktadırlar.
Öğretmenlikten öğretmen eğitimciliğine geçiş sürecinde bu bireylerin neler
deneyimledikleriyle ilgili pek fazla bilgi sahibi olmadığımızı söylemek
mümkündür. Bu çalışma Türkiye’deki öğretmen eğitimcisi olmayı başarmış bir
sınıf öğretmeninin hikâyesi üzerinden öğretmenlikten öğretmen eğitimciliğine
geçiş sürecine ışık tutmaya çalışmıştır. Bu hikâye ile Türkiye’de
öğretmenlikten öğretmen eğitimciliğine geçen benzer bireylerin; neden ve nasıl
bu yola girdikleri, beklentileri ve sürece ilişkin deneyimleri anlaşılmak
istenmiştir.
Amaç:
Türkiye’de öğretmen eğitimcisi olma yolundaki öğretmenlerin bu tercihlerine
neden olan etmenlerin ve sürece ilişkin deneyimlerinin önemli olduğu
düşünülmektedir. Bu sebeple bu araştırmada öğretmen eğitimcisi olma yolunda
ilerleyen bir öğretmenin deneyimlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu
deneyimler katılımcının lisansüstü eğitime başlama, üniversiteye geçiş süreci ve geçişten sonra
yaşadıklarına ilişkin öğretmen eğitimcisi olma süreçleriyle ilgili önemli
ipuçları vermektedir.
Bu araştırmada öğretmenlikten öğretmen eğitimciliğine
geçiş süreci incelenmek istenmiştir. Bu araştırmanın amacı; bir sınıf
öğretmeninin öğretmen eğitimcisi olma sürecini kendi öyküsüyle incelemektir. Bu
amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır.
1. Sınıf
öğretmeninin öğretmen eğitimcisi olma kararını verme süreci nasıl gelişmiştir?
2. Sınıf
öğretmeninin öğretmen eğitimcisi olma sürecindeki deneyimleri nelerdir?
3. Sınıf
öğretmeninin süreç sonucunda beklentilerinin karşılanma durumuna ilişkin
düşünceleri nelerdir?
Yöntem: Bu araştırmada bir sınıf öğretmeninin öğretmen
eğitimcisi olma deneyimleri, kendi anlatımları üzerinden kronolojik olarak ele
alınarak öğretmenlikten öğretmen eğitimciliğine geçiş deneyimlerine ışık
tutulmak istenmiştir. Bir ya da az sayıda bireyin yaşam deneyimlerinin
yakalanmasında, anlatı araştırmasının en iyi metot olduğu ifade edilmektedir.
Bu yönüyle yürütülen araştırma anlatı araştırması olarak tasarlanmıştır.
Araştırma verileri; Türkiye’deki bir üniversitenin eğitim bilimleri
enstitüsünde araştırma görevlisi olarak görev yapan bir doktora öğrencisinden
yarı-yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla toplanmıştır. Görüşme verilerinin
analizinde anlatı analizi kullanılmıştır. Katılımcının anlatısı; sosyal
etkileşim, zaman ve olay örgüsü içerisinde hikâyeleştirilerek sunulmuştur.
Bulgular
ve Sonuç: Bu
araştırmada bir devlet okulunda öğretmenlik yapmakta iken lisansüstü eğitime
başlayan, sonrasında üniversitede öğretmen eğitimcisi olan bir sınıf
öğretmeninin deneyimleri incelenmek istenmiştir. Öğretmenin, öğretmen
eğitimcisi olma kararında ve üniversiteye geçmesinde etkili olan birçok etkenin
olduğu söylenebilir. Öğretmen milli eğitim kurumlarının öğretmenlere ve onların
kendilerini geliştirme çabalarına değer vermeyen, onları durağan hale getiren
bir yapısının olduğunu ifade etmiştir. Bununla birlikte öğretmen kendisinin
yüksek lisans eğitimine devam etmesinin o zaman çalıştığı ilkokul yönetimi
tarafından desteklenmediği söylemiştir. Katılımcı öğretmen “üniversitede
çalışmanın” öncelikli amacı olmadığını, lisansüstü eğitimini devam ettirmesine
engel olmayacak bir kadro istediğini, bu kadronun da üniversitelerdeki akademik
kadrolar olduğunu belirtmiştir. Katılımcının üniversiteye geçmek isteyişinde
etkili olan bir diğer neden ekonomik nedenlerdir. Katılımcı lisansüstü
eğitimine devam edebilmek için milli eğitim kurumundan az ders aldığını, ek
ders ücreti alamadığı için ekonomik olarak sıkıntı yaşamaya başladığını ifade
etmiştir. Katılımcı öğretmen üniversiteye geçişe bir diğer sebep olarak
bulunduğu sosyal çevreyi gerekçe göstermiştir. Öğretmen, çocuğunun gelişiminde
yardım alabileceği kişilerin çevresinde bulunmasını istemiş ve kamu
okullarındaki öğretmenlerden oluşan bir çevrenin bunu sağlayamayacağını ifade
etmiştir. Katılımcı öğretmen süreç sonunda geldiği yerden memnun olduğunu,
beklentilerinin büyük oranda gerçekleştiğini ifade etmiştir. Ancak lisansüstü
eğitim süresince öğrencilerle daha fazla iç içe olmak istediğini fakat bunun
gerçekleşmediğini söylemiştir.
Tartışma
ve Öneriler: Türkiye’deki milli eğitim kurumlarında ya da
üniversitelerin akademik kadroları dışındaki kadrolarda çalışırken, lisansüstü
eğitime devam etmenin önünde bazı güçlüklerin olduğunu söylemek yerinde
olacaktır. Kurumların personeline lisansüstü eğitim için izin verme konusunda
isteksiz davrandığı, kolaylaştırıcı olmadığı söylenebilir. Güncel mevzuatın da
buna paralel bir bakış açısına sahip olduğunu ifade etmekte yarar vardır.
Katılımcı öğretmenin lisansüstü eğitime başladığı dönemde kamuda çalışan
öğretmenler için öğrenim özrü tayin gerekçesi iken, sonraki dönemlerde bu özür
yönetmelikten çıkarılmış, katılımcının sözünü ettiği sorunlara mevcut durumda
bir yenisi daha eklenmiştir. Lisansüstü eğitim süreçlerinin sancılı süreçler
olduğu kabul edilmekle birlikte; ortaya çıkan sancıların önemli bir kısmının
kurumların içsel dinamiklerinden, mevzuattan ve kurum kültürlerinden
kaynaklandığını söylemek yerinde olacaktır. Öğretmenlerin kendini geliştirme ve
gerçekleştirme çabalarının desteklenmesi ve teşvik edilmesi bir yana, kurumlar
mevcut işleyişleri ile sözü edilen girişimlere ket vurabilmektedir. Bu durum
benzer süreçlerdeki öğretmenleri daha bu yola girmeden caydırabilmektedir.
Milli eğitim okulları mevcut kültürleri ve
mevzuatlarıyla, bünyesinde görev yapan öğretmenlerin lisansüstü eğitim
taleplerine cevap verememektedir. Okulların sözü edilen mevcut yapısı,
lisansüstü eğitim yoluna giren öğretmenleri üniversitelere geçiş yapmaya mecbur
bırakabilmektedir. Bunun bir sonucu olarak milli eğitim okulları, lisansüstü
eğitim alan nitelikli öğretmenleri kaybetmektedir. Milli eğitim okullarındaki
mevcut kültür değiştirilerek ve mevzuatlar iyileştirilerek öğretmenlerin
kurumlarından ayrılmalarının önüne geçilebilir. Öğretmenlerin lisansüstü
eğitimlerinin önündeki sözü edilen engeller kaldırılarak ve öğretmenlerin
lisansüstü eğitim almaları teşvik edilerek milli eğitim okullarındaki mevcut
öğretmen niteliklerinin iyileştirilmesine katkıda bulunulabilir.
Öğretmen eğitimcilerinin eğitimi sürecinde, mesleki
tecrübe-alan deneyimi kazanımı konusunun ihmal edilen bir konu olduğu
söylenebilir. Öğretmen eğitimciler lisansüstü eğitimleri boyunca alana ilişkin
pratik tecrübe kazanmadan süreci tamamlamaktadırlar. Öğretmen eğitimcilerinin
yetiştirilmesi sürecinde alan deneyimine önem verilerek öğretmen eğitimindeki
niteliğin de artırabileceği düşünülmektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 83 |