Türk hikâyeciliği, bireyin içsel dünyasına yönelen anlatıları ve toplumsal gerçeklikleri ele alan eserleriyle edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmiştir. 20. yüzyılın başlarında modern Türk hikâyeciliği, olay örgüsünden ziyade bireyin ruhsal yolculuklarına odaklanan, duygu ve düşünce dünyasını merkeze alan bir anlatım tarzıyla dikkat çekmeye başlamıştır. Bu çerçevede, Sait Faik Abasıyanık, insan doğası ve sıradan yaşantıları derinlemesine işleyen hikâyeleriyle Türk edebiyatında kendine özgü bir yer edinmiştir. Sait Faik’in eserlerinde, günlük yaşamın basit görünen anlarında bireyin yaşadığı içsel dönüşümler, doğayla kurduğu ilişkiler ve bu ilişkilerin ruhsal yansımaları ön plandadır. Bu makale, Sait Faik Abasıyanık’ın dört önemli hikâyesinde baharın nasıl bir tema ve sembol olarak kullanıldığını incelemektedir. “Kalorifer ve Bahar”, “Baharı Aramak”, “Bir Sonbahar Akşamı” ve “Bir İlkbahar Hikâyesi” adlı eserlerde bahar, karakterlerin içsel dünyalarındaki dönüşüm, melankoli ve varoluşsal farkındalığın bir yansıması olarak ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, baharın yalnızca mevsimsel bir olay değil aynı zamanda ruhsal yenilenme, kayıplara duyulan özlem ve varoluşsal farkındalık simgesi olduğunu göstermektir. Heidegger’in zamansallık kavramı, Freud’un yas ve melankoli teorileri ve Bachelard’ın mekânın şiirselliği üzerine düşünceleri, bu çözümlemede temel teorik arka planı oluşturarak, Sait Faik’in eserlerindeki doğa ve insan ilişkisini derinlemesine anlamamıza olanak sağlamaktadır.
Turkish storytelling holds an important place in world literature with narratives focusing on the individual and social realities. In the early 20th century, Turkish storytelling shifted towards focusing on individual spiritual journeys, emphasizing emotion and thought over plot. Sait Faik Abasıyanık has gained a unique place in Turkish literature with his stories that deal with human nature and ordinary lives in depth. Sait Faik’s stories highlight inner transformations during simple moments, exploring human-nature relationships and their spiritual reflections. This article analyzes spring as a theme and symbol in four important stories by Sait Faik Abasıyanık. In “Kalorifer ve Bahar”, “Baharı Aramak”, “Bir Sonbahar Akşamı”, and “Bir İlkbahar Hikâyesi”, spring reflects transformation, melancholy, and existential awareness in the inner worlds of the characters. This study aims to show that spring is not only a seasonal event but also a symbol of spiritual renewal, longing for loss, and existential awareness. Heidegger’s concept of temporality, Freud’s theories of mourning and melancholy, and Bachelard’s thoughts about the lyricism of space constitute the basic theoretical background for this analysis, allowing us to understand the relationship between nature and humans in Sait Faik’s works in depth.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 4 |
* Hakemlerimizin uzmanlık alanlarını detaylı olarak girmesi süreçte hakem ataması açısından önem arz etmektedir.
* Dergimize gönderilen makaleler sadece ön değerlendirme sürecinde gerekçe gösterilerek geri çekilebilir. Değerlendirme sürecine geçen makalelerin geri çekilmesi mümkün değildir. Anlayışınız için teşekkür eder iyi çalışmalar dileriz.