Bu makale, Maurice Shadbolt’un Once on Chunuk Bair (1982) adlı oyununu, savaşa, kahramanlığa ve ulusal kimliğe sıklıkla atfedilen kurtarıcı mitlerin bir eleştirisi olarak incelemektedir. 1915 yılındaki Gelibolu harekâtı sırasında geçen oyun, Yeni Zelandalı askerlerin Türkiye’de Conk Bayırı adlı tepeyi kısa süreliğine ele geçirmelerini ve ardından İngiliz komutanlığı tarafından kaderlerine terk edilişlerini sahneye taşır. Tarihsel olay, sıklıkla Yeni Zelanda ulusal bilincinin oluşumunda kurucu ve efsanevi bir an olarak mitleştirilmiş olsa da Shadbolt bu yüceltilmiş başarısızlık anlatısını bilinçli olarak sorgular. Oyun; savaş alanını, imparatorluk onuru, askeri erdem ve ulusal aidiyet gibi yanılsamaların ifşa edildiği apokaliptik bir mekâna dönüştürür. Bu makalede Once on Chunuk Bair’in uzun süredir savaşın kurtarıcı mitini ayakta tutan ideolojik temelleri sistematik biçimde söktüğünü öne sürülmektedir. Oyun; terk edilme, hayal kırıklığı ve psikolojik yıpranma temsilleri aracılığıyla, kahramanlık, kimlik ve umut gibi kavramların savaş yoluyla teyit edilmek yerine giderek çözüldüğünü ortaya koyar. Ulusal bir doğuş anı olarak tahayyül edilen şey—sadakat, fedakârlık ve vatansever inançlarla temellendirilmiş olsa da—nihayetinde belirsizlik ve nafile bir çaba içinde yavaş bir çözülmeye dönüşür. Bu makale Shadbolt’un izleyiciye ne aşkın bir vizyon ne de kolektif bir yeniden doğuş önerdiğini ileri sürmektedir. Bunun yerine savaş alanını bir dönüşüm yeri olarak değil; miras alınan ideallerin gerçekleşmediği, açığa çıktığı bir çöküş zemini olarak sunar. Bu bağlamda makale, oyunu; savaşı estetikleştiren ve kaybı anıtsallaştıran anlatılara, onların ahlaki ve politik sonuçlarını tam anlamıyla sorgulamadan yaklaşan anlayışlara yönelik radikal bir meydan okuma olarak konumlandırmaktadır.
Bu makale, insan katılımcılarla yapılan herhangi bir süreç içermemektedir. Bu yüzden etik kurul izni alınmasına gerek yoktur.
Sorumlu yazar, bu çalışmanın herhangi bir finansal destek almadığını beyan etmiştir.
This article examines Maurice Shadbolt’s Once on Chunuk Bair (1982) as a critique of the redemptive myths often attached to war, heroism, and national identity. Set during the Gallipoli campaign of 1915, the play dramatizes New Zealand soldiers’ brief occupation of the summit of Chunuk Bair in Türkiye and their ultimate abandonment by British command. While the historical event has frequently been mythologized as a formative moment in New Zealand’s national consciousness, Shadbolt deliberately undermines the narrative of glorious failure. The play transforms the battlefield into an apocalyptic space where illusions of imperial honor, martial virtue, and national belonging are unmasked. In this article, I argue that Once on Chunuk Bair systematically dismantles the ideological foundations that have long sustained the myth of redemptive war. Through its portrayal of abandonment, disillusionment, and psychological erosion, the play exposes how constructs such as heroism, identity, and hope are not affirmed through war but progressively destabilized. What is initially imagined as a moment of national becoming, which is anchored in loyalty, sacrifice, and patriotic conviction, is revealed to be a slow descent into uncertainty and futility. This article suggests that Shadbolt does not offer a vision of transcendence or collective rebirth. Instead, he confronts the audience with a battlefield that functions not as a site of transformation, but as a terrain of collapse where inherited ideals are not realized but unmasked. My reading positions the play as a radical challenge to narratives that aestheticize war and memorialize loss without fully confronting their moral and political implications.
This article does not contain any studies with human participants performed by any of the authors.
The author declared that this study has received no financial support.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other) |
Journal Section | Original Articles |
Authors | |
Publication Date | October 10, 2025 |
Submission Date | August 1, 2025 |
Acceptance Date | October 3, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 19 |
This journal is a member of and subscribes to the principles of the Committee on Publication Ethics. |
IBAD Journal of Social Sciences I (online) ISSN 2687-2811